Jul 22, 2013

Siyah Hatıralar Denizi | Mehmet Açar

Kitabın Adı: Siyah Hatıralar Denizi
Yazar: Mehmet Açar
Sayfa Sayısı: 382
Yayınevi: İthaki Yayınları
Değerlendirmem: %86 - Mükemmel
Ben bu kitabı okurken...: ... Batıkent'te satın almak için ev arıyorduk habire.

NEDEN BU KİTAP?
Ben bu kitabı katıldığım ilk kitaplaşma etkinliğinde eşleştiğim kişiden hangi kitabı istesem diye ilknokta'da dolaşırken fark ettim ilk kez. Daha doğrusu Türk yazarlardan çıkan bilim kurgu ve fantastik kurgu kitaplarını araştırıyordum ve çok güzel yorumlara denk geldim bu kitap hakkında. Bir tanecik eşim Fıstıklı Tombimden bu kitabı istedim neticesinde. O sırada Tombim bu kitabı bulamadığından aynı yazarın Anarşik Rehavet isimli kitabını bulup aldı bana (Anarşik Rehavet yorumuma buradan ulaşabilirsiniz). Sonrasında bu kitabı da aldı ama. Neden mi? Beni çok seviyor da ondan :) Gerçi ben onu daha çok seviyorum :p Neyse kitabı ben de okudum nihayetinde (ve sonunda yorumlayabiliyorum).

KONUSU:
Siyah Hatıralar Denizi  150-200 sene sonraki bir zamanda dünya nüfusunun çoğunluğunun AIDS türevi bir salgınla yok olup geri kalanının komün-otonom denen yeni bir düzende yaşadığı bir zaman diliminde geçiyor. Bu yeni sistemde ulus devletler artık yok ve insanlık "Birleşik Federasyonlar Parlamentosu' adında bir örgütlenme tarafından yönetiliyor. İnsanlığın en büyük amacı ise uzayda yaşanacak yeni yerler keşfetmek. Bireysel hazların ve kapitalist tüketimin asgariye indirildiği, çalışmak üzerine kurulu bir düzende yaşam sürüyor.

Bu yeni düzende yaşam mücadelesi veren kahramanımız iki bilim adamının intiharını soruşturmak için Ennonia Oteli adında bir yere yerleşiyor geçici olarak. Olayların tamamı da bu tuhaf otelde geçiyor zaten. Olaylar derken rüyasız, kontrolsüz upuzun uykulardan, koridorlarda karşılaşılan hayaletlerden, hayal odalarından, aynalardan hatıralara çıkan gizli geçitlerden bahsediyorum. Daha fazla detaya inmeyeceğim. Çünkü tahminimce bu yazıyı okuyup konuya ilgi duymayanlar bu noktadan sonra okumayı bırakacak. Kalanlar ise yorumumu okumak için sabırsızlanacak :)

DEĞERLENDİRMEM:
Öncelikle belirteyim. Bilim kurguya ilginiz varsa bu romanı seveceğinizi (hatta Türk Bilim Kurgu Edebiyatı'na katkısını düşünürsek sevmeniz gerektiğini) düşünüyorum. Bu türe ilginiz yoksa veya ilk kez deneyecekseniz başlangıç için biraz ağır gelebilir konusu.

Bu kitapta benim en sevdiğim karakter Ennoia Oteli. "Otel bir mekandır, kahraman değil ki" diyecek olanlara yanıtım ise Ennoia Oteli'nin herkesle öznel bir iletişim kuran, öznel işaretler göndererek anlaşan, yaşayan iyi niyetli bir canlı olduğu şeklinde.

Kitabın halen okumadığım klasiklerden Stanislaw Lem'in Solaris adlı kitabından bir alıntıyla başlaması benim için başlangıç olarak çok etkileyiciydi. Beni zayıf noktamdan vurdu. "Bak halen okumadın Solaris'i" diye kafama vurmuş gibi oldu Mehmet Açar. Sevgili Settie ve Mutlu bu itirafıma şaşırabilir ama ben Ursula'nın Mülksüzler'ini de, hatta Kafka'nın Dönüşüm'ünü de okumadım halen. Depresyona girmeme neden olacak bu "Pınar'ın okuması gerekip de okumadığı kitapları" itirafımın ardından Mehmet Açar'a kendisinin severek okuduğu yazarlara olan saygısını romanının içine böylesine usulca ve ustaca işleme özeninden ötürü de ayrıca teşekkür ederim.

Bilinmeyenin her zaman korkunç ve/veya kötü niyetli olmadığı kusursuzca işlenmişti romanın özüne. Konu kısmında da kısaca özetlediğim gibi bilim kurgu romanlarında senelerden beri bolca görünen pek çok öğe yoğun olarak kullanılsa da roman boyunca ritmi hiç düşmeyen "merak" öğesi polisiyevari bir boyut katmıştı romanın kurgusuna. Bu nedenle  "Türkçe bilim kurgu olur mu?" diye konuya önyargılı yaklaşacaklar için yüze hızlıca ve aniden çarpan bir tokat etkisinde bu roman!

3 comments :

  1. Bu türle pek bir alakam olmadı. Ancak, sanırım sevebileceğim bir tür, bilemiyorum. Aslında ne bilim kurgudur onu da bilmiyorum. Açlık Oyunları mesela bilim kurgu sayılır mı? Bilemiyorum... Ama sanırım bu kitabı okumak için bi'kaç fırın ekmek yemem gerekiyor.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Açlık Oyunları bilim kurgunun alt türlerinden biri olan distopya türünde bir kitap canımcım.

      Delete
    2. Ene, distopya severim!
      Açlık Oyunları'nı da sevmiştim.
      O zaman belki bilim kurgu da severim! *.*

      Delete