Misafir Yayını: Ayşegül ve Bahar'dan "Körlük" Yorumları

Yazar Ayları'nda José Saramago kitapları okunup yorumlanmaya devam ederken blogu olmayan katılımcılarımızdan hem Ayşegül hem Bahar aynı kitabı okumayı tercih ettiler. İşte size bu iki kitap kurdunun "Körlük" yorumları:

Ayşegül der ki:
İlk başta kesin çok sıkıcıdır diye düşündüğüm, okudukça etkisine kapıldığım ve çarçabuk bitirdiğim müthiş kitap. Kitapta hiç bir karakterin adı yok. İlk kör olan adam ve eşi, doktor ve eşi (içlerinde kör olmayan tek kişi), koyu renk gözlüklü genç kız, gözü siyah bantlı yaşlı adam ve şehla çocuk romanda yer alan karakterler. Gelelim kitabın konusuna... İnsanlar körlük salgınına yakalanıyorlar, yalnız bu bildiğimiz körlük gibi değil. Beyaz felaket de dedikleri her yeri beyaz görme körlüğü. Hükümet her salgın hastalıkta yaptığı gibi bu insanları karantinaya alıp eski bir akıl hastanesinde topluyor. Tabi gün geçtikçe burada kalan insan sayısı artıyor, yiyecek-içecek ve temizlik sıkıntısı baş gösteriyor. Körlerin hastanede başlarından geçen inanılmaz olaylar, karantina bölgesinden kaçtıklarında buldukları dünya; umutsuzluk, çaresizlik ve açlığın neler yaptırabileceği çarpıcı bir şekilde yakalıyor sizi. Ahlak anlayışının yoğun olarak sorgulandığı kitap favori kitaplarım arasında ilk beşe girdi.Herkese tavsiye ederim, kesinlikle okumalısınız.
Bahar der ki:
José Saramago ilk defa okudum. Önceleri (cahilliğimden) kitabı neden bu halde basıyorlar, ne paragraf var ne konuşma çizgisi diye söylendim. Hatta ilk 20 sayfa oldukça zorlandım. Ama kitap öyle bir sardı ki bir daha aklıma gelmedi koca koca paragraflar. Neden bu kitabın filmini çevirmiyorlar diye düşündüm bir baktım ki çevrilmiş. 2013 yılında okuduğum 54 kitap arasında en çok beğendiğim 7 kitaptan biri oldu. Önüme gelen herkese konusunu anlattım. Medeniyetin ne kadar çabuk çökebileceğini gördüm. En çok sorguladığım şeylerden biri de insan doğuştan iyi veya kötü olarak doğuyor...