Aug 20, 2013

Ben Ölene Kadar | Amy Plum


"Madem geldin, madem birlikteyiz artık 
önceden yaşadığım hayata 
geri dönmeyi hayal dahi edemiyorum. 
Seni şimdi kaybedersem, 
ne yaparım bilmiyorum. 
Seni çok fazla seviyorum."
Vincent | Sayfa 78

Orijinal Adı: Until I Die (Revenants, #2)
Türkçe Adı: Ben Ölene Kadar (Geri Dönenler, #2)
Yazar: Amy Plum (ABD)
Çevirmen: Esra Çakıruylası
Sayfa Sayısı: 352
Yayınevi: Akılçelen Kitaplar (2013)
Türü: Genç yetişkin, fantastik, romantik
Değerlendirmem: %62 - İyi
Ben bu kitabı okurken...: ... sol elimden ameliyat oldum.

NEDEN BU KİTAP?
İlk kitabı okuduğum için.

KONUSU (ARKA KAPAKTAN):
Vincent bu kez aşkı için yaşamaya yemin etmiştir. Bu karardan memnun olan Kate, Vincent'ın doğasına aykırı işlere girişmiş olmasından dolayı da rahatsızdır. Yaşadığı karmaşayı bir çözüme kavuşturmaya ve sevgilisini ölümlü bir insana dönüştürmeye karar veren Kate, bilmeden kendini büyük bir tehlikenin kucağına atar. Vincent'ın başı da beladadır. Onu ve tüm ırkını yok etmeye çalışan ölümsüz ve tehlikeli düşmanlara karşı amansız bir savaşı sürdürürken, bir yandan da bir geri dönen olduğunu öğrenen Kate'in dedesine karşı koymaya çalışmaktadır. Ölmemeye söz veren Vincent, hayatta kalmayı başarabilecek mi?

DEĞERLENDİRMEM:
Okuduğum seri hangi seri olursa olsun, kim tarafından yazılırsa yazılsın kitapları peş peşe okumayı sevmiyorum ama Amy Plum'ın bu serisinde kitapları arka arkaya okumam gerekti. "Keşke kitapları art arda okumasaydım. Ya, niye böyle oldu?" diye kendi kendime söylenirken ilk 100 sayfa sonrasında tüm kaygılarımın dağıldığını fark ettim. Serinin ikinci kitabında yazar karakterleri daha yakından tanımamızı sağlamış, kullanılan fantastik öğelerin detaylarını zenginleştirmiş ve okuyucuyu olayların orta yerine çekivermişti.
İkinci kitapta seriye eklenen karakterler ise bu kitabı ilkinden daha çok beğenmeme neden olan temel unsur olmuştu. Her seride bu tür eklemeler bu derece başarılı olamıyor. Ben Ölene Kadar'da hikayeye eklenen karakterlerin kendileri, isimleri, doğaları ve eklenme nedenleri o kadar hoşuma gitti ki. Olayların akışına bambaşka bir boyut ekledi. Vee (şu an serinin son kitabının ortalarında olduğum için de rahatlıkla söyleyebilirim ki) gönlümü çelen karakter Arthur oldu :)

Bana eşime "Biz Paris'e gideli iki sene falan oldu di mi?" diye sordurtan Amy Plum'ın Paris betimlemelerinin beslediği hayalgücüm ve içimdeki "Bir daha ne zaman gideriz ki?" merakı, eşimin "Pınar, daha bir sene bile olmadı Paris'e gideli" cevabıyla yerle bir olmuştu. İçimde parçalanan Paris özlemini gölgede bırakan ise kitabın sonu olmuştu. İkinci kitap öyle bir yerde bitmişti ki peşine üçüncü kitabı artık okumam şart olmuştu.

8 comments :

  1. Geçmiş olsun. Şimdi nasılsın?

    ReplyDelete
    Replies
    1. 30 Ağustos'a kadar tek elle idare edeceğim. Neyse ki solak değilim.

      Delete
  2. En iyisi serinin 2. Kitabını bulup okumak :)
    Merak ettim

    ReplyDelete
  3. hehehe Pınar sen de şu Paris aşıklarından mısın yoksaa :D

    ReplyDelete
    Replies
    1. Sorma kardeş. Birkaç kez de gittim ama gezmeyi bitiremedim bir türlü.

      Delete
  4. Çok çok geçmiş olsun.En kısa zamanda iyileşmen dileğiyle.

    ReplyDelete
  5. Çok teşekkürler. Bir haftaya iyi olacağım herhalde.

    ReplyDelete