Mar 22, 2015

[Blog Tur] Trendeki Kız - Paula Hawkins | Kitap Yorumu


Orijinal Adı: The Girl on the Train
Türkçe Adı: Trendeki Kız
Yazar: Paula Hawkins (Zimbabwe-ABD)
Çeviri: Aslıhan Kuzucan
Sayfa Sayısı: 360
Yayınevi: İthaki Yayınları
Değerlendirmem: %79 - Çok iyi
Ben bu kitabı okurken...: ... ana karakterlerden biriyle mütemadiyen zihnimde kavga ettim.

NEDEN BU KİTAP?
Kitap Oburları.

KONUSU (What Happened to Elenda?'dan Alıntıdır):
Rachel, eski eşini unutamayan, saplantılı, alkolik ve sorunlu bir karakterdir. Her gün işine gidip gelirken pencereden gördüğü bir ailenin hayatı hakkında tahminler yürütür, kafasında kurgular. Onları o şekilde mutlu görmek tren yolculuğunun en keyifli anlarıdır. Bir gün yine bu tren yolculuğu sırasında o ailenin evine baktığında, hiç de kafasında kurguladığı gibi mükemmel bir hayatları olmadığına tanık olacaktır. Daha da kötüsü bu tanık olduğu olaydan bir gün sonra o ailedeki kadının kayıp olduğunu öğrenir. Rachel yalnızca kendisinin bildiği bu sırrı polislere ve üzgün eşe bildirmek için çare bulmaya çalışır, ancak bir engelle karşı karşıyadır. O gün çok fazla alkol aldığından olanları hatırlayamaz, ama yavaş yavaş kadının kaybolduğu gün kendisinin de onların evlerinin bulunduğu sokakta olduğunu hatırlamaya başlar.

DEĞERLENDİRMEM:
Ah Rachel ah. O kadar sinir oldum ki senin kendini düşürdüğün ve düşürmekten zevk aldığın çaresizliğe. Bu durumun kitaptan alacağım keyfi sınırladı resmen.

Evet, bu çok nadiren başıma gelir ve bu kitapta da geldi. Ben başından sonuna tüm kitap boyu Rachel ile sürekli bir kavga halindeydim. Onu bir kaşık suda boğacak kadar sinirli, elinden tutup alkolü bırakmasına yardımcı olabilmeyi gönülden dileyecek kadar merhametli, hayatıyla ilgili gerçekleri çat çat yüzüne çarparak onu silkelemek için istekliydim.

Siz bakmayın Rachel ile böyle bozuştuğuma. Karakterin kurgunun önüne geçtiği ve kendimin de karakterle bu kadar etkileşime girdiği kitapları seviyorum aslında. Bu kitap o açıdan benim için tam bir başarıydı. Kitabın gerilim ve polisiye öğelerinden ziyade psikolojik boyutuna bayıldım. Özellikle Rachel'ın sarhoş olduğu için hatırlamakta zorlandığı olaylar sırasında içinde bulunduğu durumun tarifi o kadar güzel ve ince detaylarla doluydu ki, yakınım da olsa yazara sarılıp kucaklayarak teşekkür ederdim herhalde.

Karakter başarısına karşın kurgu çok orijinal gelmedi bana. Gerçi benim bu konuda yorum yapmam da çok doğru olmaz. Polisiye kitapların kurgularını beğenememe/sevememe gibi bir özrüm var benim. Kitabın üç kadın karakterin ağzından anlatılıyor olması ve tarihlerin ileri geri gitmesi başlarda beni yorsa da sonrasında sevdiğim bir detay halini aldı.

Sözün özü, polisiye severlerin beğeneceğini düşündüğüm, sevmeyenlerin veya benim gibi kendini bu türe uzak hissedenlerin ise bir şans vermesini dilediğim bir kitap Trendeki Kız.

18 - 22 Mart Tur Programı

18 Mart raflarinarasindan.blogspot.com | Ön Okuma
19 Mart mirielenda.blogspot.com | Bunları Biliyor musunuz?
20 Mart sohbetedecekkimseyok.blogspot.com | Yazar Tanıtımı
21 Mart thcodex.blogspot.com | Tanıtım Videosu
22 Mart pinucciasbooks.blogspot.com | Kitap Yorumu

3 comments :

  1. Kapağı benim de epeydir dikkatimi çekiyor. Sanırım alacağım. :)

    Ben de Kafa'ya beklerim... :)

    ReplyDelete
  2. ahh bekliyor bu kitap bende de okunacaklar arasında... polisiye severim ama nedense bir türlü başlayamadım. kaldı böylee :(

    ReplyDelete
  3. Ben kitaba sinir olmaktan bitiremedi bile! Bir ajanda okuyor hissi veriyor. Olayların bir sırası yok. Yazar, tarih vermiş olayların başına. Ve tarihler ara sıra geriye ileriye gidiyor. Açıkçası kitabı okurken tarihe bakmıyorum. Olayların bir enteresanlığı yok. Hiç akıcı bir üslubu yok. Ana karakter de alkolik. Nefret ettim bu kitaptan. Böyle bir karaktersizliği okumakta çok sıkıcı. Kesinlikle tavsiye etmem

    ReplyDelete