Orijinal Adı: The Edge of Never (The Edge of Never, #1)
Türkçe Adı: Hiçliğin Kıyısında (Hiçliğin Kıyısında, #1)
Yazar: J.A. Redmerski (ABD)
Sayfa Sayısı: 467
Yayınevi: Ephesus Yayınları
Değerlendirmem: %76 - Çok iyi
Ben bu kitabı okurken...: ... tahmin ettiğimden iki kat hızlı ilerledim.
NEDEN BU KİTAP?
Kitap Oburları'ndan ötürü elbette :)
KONUSU (TANITIM BROŞÜRÜNDEN):
Yirmi yaşındaki Camryn, alışılmışın dışında bir yaşam tarzı düşlemektedir. Fakat başına gelen trajediler bu yaşamı kendisinden zorla çekip alınca, ilk bulduğu otobüse atlayarak varış noktasını bilmediği bir yolculuğa çıkar. Çıktığı bu kendini yeniden keşfetme yolculuğunda, kendisi gibi nereye gideceğini bilmeyen, Andrew Parrish adında biriyle tanışır. Fakat Andrew'un da bazı karanlık sırları vardır.
Andrew yolculukları esnasında Camryn'e kimseye bağlı kalmadan, içinden geldiği gibi yaşama, en derin ve kuytu arzularına teslim olma sanatını öğretir. Ancak Andrew'un ondan gizlediği sır yolun sonunda kendisini beklemektedir. Bu sır ikiliyi bir araya getirebilecek midir, yoksa onları sonsuza dek birbirlerinden ayrılmaya mı mahkûm edecektir?
DEĞERLENDİRMEM:
Açıkça baştan söyleyeyim ki ben bu kitabın konusunu okuyunca Oburgiller'e bu blog turuna katılmayacağımı söylemiştim. Konusu ilgimi çekmemişti. Fakat bizim obur kızların kitabı okuyup paylaşımlarını görünce bir merak oluştu bende ve dayanamadım turun son kısmına ekletiverdim kendimi.
Kitabın konusu aslında basit hatta sıradan diyebileceğimiz türde ama birkaç yerde yazarın beni şaşırtması ve sıradanın dışına çıkmayı başarması romanı sevmemi sağladı.
Camryn'in yaptığı aslında hepimizin hayatımızın en az bir döneminde yapmak isteyeceğimiz ama çoğumuzun asla yapmadığı bir şey: Her şeyi bırakıp alıp başını gitmek. "Acıların çocuğu" diyebileceğimiz türde başından kırk çeşit felaket geçmiş Camryn'in bunu yapabilmesi takdir edilesi. Hatta bu yolculukta hayatının aşkını tekrar keşfederek Andrew ile tanışması imrenilesi. Andrew'un gizemli halleri merak edilesi ve romanın sonları biraz şaşırtası, biraz üzülesi. Her tür histen bir doz atılmış bu ortaya karışık duygusal fırtınada romanın akıcılığını hiçbir yerde duraksatmamış yazar J.A. Redmerski.
Normalde okumayacağımı ve hatta sevmeyeceğimi düşündüğüm bu romana erişimimi sağlayan başta Gizemim olmak üzere tüm Kitap Oburları'na ve turumuzun destekçisi Ephesus Yayınları'na teşekkürü bir borç biliyor ve J.A. Redmerski ile yapılmış söyleşilerin Türkçe çevirisiyle sizleri baş başa bırakıyorum.
YAZARLA SÖYLEŞİ
- Yazmaya başladığında kaç yaşındaydın? Hep yazar olmak istedin mi?
- İlk romanıma başladığımda 13 yaşındaydım ve ondan önce de hem şiir yazıyordum hem de günlük tutuyordum. Sanırım hep bir şeyler yazıyordum ama romanlara olan sevgimi keşfettikten sonra başka bir şey yazamaz oldum. Yaşadığım sürece, hiç kimse okumasa bile, yazacağım.
- Hiç hayatından gelip geçmiş insanlar veya yaşadığın olaylar veya hayatında değiştirmek istediğin olaylar hakkında yazıyor musun?
- Hayır. Şimdiye kadar tanıdığım hiç kimse hakkında yazmadım ama Hiçliğin Kıyısında'yı kendimin de dünyayı gezme hayali olduğu için yazdım. Camryn'in yaptıklarını yazarken kendimin de benzer şeyler yaptığını hayal ettim ve sanırım kendim de böylesine seyahat etmeye başlayana kadar bunu yapmaya devam edeceğim.
- En çok hangi karakterin sana benziyor?
- Kesinlikle Camryn Bennett.
- Müzik eşliğinde yazmayı sever misin veya kitapların için müzik listeleri oluşturur musun?
- Tam bir sessizlik olduğunda yazabiliyorum ama müzik listesi yapmayı ve araba kullanırken dinlemeyi seviyorum.
- Yazmaya başladığında nasıl bitireceğini biliyor muydun, yoksa, olaylar yazdıkça mı gelişti?
- Yazarken genellikle romanın başını ve sonunu biliyorum ama aralarda yazdığım olayların neredeyse tamamı romanı yazarken gelişiyor.
- Hobilerin neler?
- Bisiklete binmek, yürüyüş yapmak, kamp yapmak, kısaca dışarıda yapılabilen ve doğayla ilgili her şey.
- Yazar olmasaydın ne olurdun?
- Aslında aktris olmak isterdim. Gerçi halen istiyorum. The Walking Dead veya Supernatural'ın bir bölümünde oynamak isterim :) (Tabii ki öyle bir şey olmayacak, korkmayın :)
- Yazarken en çok neler atıştırırsın?
- Suşiyi çok seviyorum. Hatta o kadar çok suşi yiyorum ki arada civa zehirlenmesi geçirip geçirmediğime bakılsa iyi olur. Tatlıyla aram yok.
- Okurlarının seninle ilgili öğrenince şaşıracağı şey ne olurdu?
- Hmm, bilmiyorum! Aslında o kadar ilginç bir insan değilim. Mesela söyleyebileceğim en ilginç şey büyükannemin Johnny Cash ile çocukluk arkadaşı olduğu ama bu da büyükannemle ilgili şaşırtıcı bir gerçek, benimle ilgili değil :)
- Ne yazsa okurum dediğin yazarlar kimler?
- Neil Gaiman ve Anne Rice – Halen tüm yazdıklarını okumadım ama bu iki isim ne yazsa okurum. Bundan başka Paullina Simmons'ı da severim.
- Dünyada görmek istediğin yerler?
- Her yer :) Kitapları basılmış bir yazar olmak dışında en büyük bir başka hayalim de dünyayı dolaşmak oldu hep. Eğer bir yer seçmem gerekse... Sanırım bu imkânsız. Roma'ya, Yeni Zelanda'ya, İrlanda'ya, İskoçya'ya gitmek istiyorum.
- Okumayı en sevdiğin tür hangisi?
- Hmmm, zor bir soru. Sanırım romantik gerilim ve yeni yetişkin.
- Sence yeni yetişkin türü neden bu kadar popüler oldu?
- Sanırım bu tür uzunca bir süre göz ardı edildi. Yeni yetişkin türünün hedeflediği yaş grubu ne çok genç ne de çok yetişkin. Tam arada, tam kararında.
27 Ekim - 2 Kasım Tur Programı
27 Ekim mirielenda.blogspot.com | Kitap Yorumu - Ön Okuma
28 Ekim raflarinarasindan.blogspot.com | Kitap Yorumu - Yazar Tanıtımı
29 Ekim sssuigenerisss.blogspot.com | Kitap Yorumu - Bunları Biliyor musunuz?
30 Ekim kutsalyorumcu.blogspot.com | Kitap Yorumu - Alıntılar
31 Ekim thcodex.blogspot.com | Kitap Yorumu - Tanırım Videosu
01 Kasım pinucciasbooks.blogspot.com | Kitap Yorumu - Yazarla Söyleşi
01 Kasım sohbetedecekkimseyok.blogspot.com | Kitap Yorumu
02 Kasım tugceninkitapligi.com | Kitap Yorumu - Bonus Sahne
No comments :
Post a Comment