Jan 21, 2014
Tutunamayanlar | Oğuz Atay
Kitabın Adı: Tutunamayanlar
Yazar: Oğuz Atay (Türkiye)
Sayfa Sayısı: 724
Yayınevi: İletişim Yayınları (2013)
Türü: Kurgu
Değerlendirmem: %91 - Harikulade
Ben bu kitabı okurken...: ... pek çok kişinin aksine hızlı ilerleyebildiğim için kendimle gurur duydum.
NEDEN BU KİTAP?
Kitap Ağacı grubumuzun Ocak ayı kitabıydı Tutunamayanlar. Benim için ise senelerdir niyetlenip gözüm korktuğu için almadığım bir kitaptı. Üç nedenle kitabı okumaya karar verdim: (i) 2013 yılını Oblomov'u okuyarak (yorumum için buraya tıklayın lütfen) bitirdiğim için keyfim yerindeydi ve motivasyonum tamdı. (ii) Kitap Ağacı okurken ben kenardan bakamazdım. (iii) Tutunamayanlar Oğuz Atay'ın ilk kitabıydı ve okumayı başarırsam hem şenlikte bir kategoriyi daha tamamlayacak hem de toplam sayfa sayımı acayip arttıracaktım.
KONUSU:
Evli bir inşaat mühendisi olan Turgut Özben, okul yıllarında çok yakın dostu olan Selim Işık’ın intihar ettiği haberini alır ve bu olayın peşinden gitmeye karar verir. Peşinden gideceği iz ona İstanbul-Ankara ve hatta İnebolu arasında mekik dokutacak, geçmişe dair pek çok “eski” dostla yeniden bir araya getirecek ve belki de içine gömdüğü esasta çok eski ama onun için “yeni” bir dost” olan Orlic’in ortaya çıkmasına vesile olacaktır.
DEĞERLENDİRMEM:
Tutunamayanlar her anlamda zor bir kitap. Okuması zor, kurguyu takip etmesi zor ve şu an fark ediyorum ki yorumlaması da zor. Çoğu eleştirmen tarafından "ilk modern Türk romanı" olarak kabul edilen bu kitabın benim tarafımdan zor, eleştirmenler tarafından modern olarak tanımlanmasının en önemli nedeni ise içsel dertleri sıradan karakterlerin psikolojilerini derinleştirerek anlatması. Kurgunun merkezinde yer alan ne Turgut ne Selim ne Günseli ne de Süleyman Kargı’nın sıra dışı özellikleri yok aslında. Hepsinin gayet sıradan işleri güçleri, sıradan hayatları var. Yaptıklarına sebep olan şeyler öyle büyük trajik, travmatik olaylara dayanmıyor. Bence bu romanı bu kadar büyük bir eser yapan en önemli özellik bu.
Tutunamayanlar'da anlatılan, yaşam tarzı çelişkilerinin ortasında kalmış, direnmek için çaba gösteren karakterlerin hayatta kalma mücadelesi. Bir ölüm kalım savaşı. Tutunamayanlar’da bir kavganın aynı tarafındaki ancak iki farklı kanadındaki karakterlerin macerası vardır. Selim Işık kavganın kaybedeni, Turgut Özben ise kazananı. Günseli Ediz ise kavganın kaynağı. Kavganın ayrıntıları bence çok önemli değil. Çünkü Tutunamayanlar’da temel konu kavganın “öz”üdür.
Bu romanın en önemli bir başka özelliği ise pek çok farklı türü içinde barındırması. Tutunamayanlar her ne kadar roman olarak isimlendirilse de içinde günlük, şiir, mektup, tiyatro oyunu, şarkı gibi pek çok edebi tür barındırıyor.Yazarın kaleminin kuvveti ve anlatım dilinin zenginliğiyle beslenen bu farklı türler romana bambaşka bir ritm katmış.
Sözün özü, ben Tutunamayanlar'a "ya okuyamazsam" kaygısıyla başladım ve romanı 10 günde okudum. Ciddi, kaliteli bir yapıt okumak istiyorsanız Tutunamayanlar'ı okumalısınız. Naçizane önerim ise her oturuşta en az 50-60 sayfa okumanız. Yoksa kurgunun derinliğinde kaybolup romandan tat alamayabilirsiniz.
Etiketler:
2014 Kitapları
,
Harikulade Kitaplar
,
İletişim Yayınları
,
Kitap Ağacı
,
Kurgu
,
Türkiye
Subscribe to:
Post Comments
(
Atom
)
Çok merak ettiğim,ama çoğu kişi okuyamadığı için hep geri plana attığım bir kitap bu.İnşallah bir gün okuyacağım:)
ReplyDeleteYıllar önce okuyup aşırı etkisinde kalıp sonrasında hemen Goncarov'un Oblomov'unu okumuştum. Hafızam beni yanıltmıyorsa sayfalarca süren noktasız virgülsüz ve dolayısıyla soluksuz okunan bir bölümü vardı ve ben çok ama çok beğenmiştim..
ReplyDeleteBen de bu kitabı çok merak ediyorum. Bir ara Olric dillere düştü diye ne yalan söyleyeyim soğumuştum lakin bu yazıyı okuduktan da sonra okumaya karar verdim :) Bu arada bloguma da beklerim: http://kitaplarimlaben.blogspot.com.tr/ Sevgiler
ReplyDelete"Tutunamayanlar" benim gözümü korkutan ikinci eser :( Bazı kitapları anlatamazsınız. Bu eserde okuyanlardan anladığım kadarıyla anlatılamayan eserlerden. İnşallah bir gün cesaretimi toparlayıp okuyacağım.
ReplyDeleteokumadığıma nasıl pişmanım belli değil :(
ReplyDeleteBen de bu ay 11 günde okudum, gerçekten de bir oturuşta 50-60 sayfa okunmadığı sürece tat alınmayacak, hatta kopulabilecek bir roman. O kadar zorlandım ki okurken, Selim'in şarkılarında, eski Türkçe kelimeler kullanılan yerlerde ve Günseli'nin Selim ile aralarında geçenleri anlattığı o noktasız, virgülsüz, soluksuz bölümde. Bu kitap bana düşündüklerime kulak vermeyi öğretti, evet bana kattıklarından biri bu. Yalnız yorumunuzda okuduğum bir nokta kafama takıldı. Kavganın kaynağını Günseli olarak tanımladınız. Neden?
ReplyDeleteSelim Günseli'den önce de farklı ve tutunamayandı. Bir noktayı kaçırdığımdan korktum şu an. Lütfen aydınlatın beni.
Bende okudum Pınar ama hakikatten çok zorladı. Bazen bir oturuşta 50-60 bazen ancak 10 sayfa okuyabildim..
ReplyDeleteYarım bırakmayı göze alamadım .
Ama benim için zor ve ağır bir kitaptı ....
İki kez okudum. Artık Oğuz Atay'ı her yıl okuma kararı aldım. Büyük zevk ve biz Türkler için bu kitap müthiş ayrıcalık. Çevirilerde anlaşılacağını sanmıyorum kitabın. Gerçi bizimkiler çok mu anladı sanki!
ReplyDelete