Son dört senedir günde ortalama 60-70 sayfa kitap okuyan ben 31 Mayıs Cuma gününden beri kitap okumuyorum. İşyerinde en yoğun çalıştığım günlerde, en fazla mesai yaptığım zamanlarda bile okumaya arada derede vakit yaratabilirken kütüphanemdeki hiçbir kitap bana göz kırpmıyor.
Son dönemde yaşananlar zihnimi öyle bir meşgul ediyor ki kendimi robot gibi hissediyorum. Evde, işte yapmam gerekenleri otomatik olarak yerine getirirken içimde bir isyan büyüyor, facebook paylaşımlarımla, attığım tweetlerle kendimi az biraz sakinleştirdim derken yeni bir foto, bir haber, bir video içimdeki yanardağın sönmesini engelliyor.
İsyan ediyorum...
- adı haber kanalı olup kendi ülkesinin birincil gündemini talimat gelene kadar haber yapmaktan aciz, satılık TV kanallarına,
- beş para etmez siyasi yorumlara, çarpıtmalara, provokasyonlara,
- halen tüm bu olan biteni görmezden gelmeye çalışan, kendi seçmenini mışıl mışıl uyutan hükümete,
- işine gelmeyen en küçük gelişmede gözü dışarıda olan, sadece kendisine oy veren seçmenlerin başbakanı olduğunu düşünen zat-ı muhtereme,
- şuursuzca kullanılan gaza, suya, atılan plastik mermilere,
- tartaklanan, dövülen, sövülen, yok yere gözaltına alınan liselilere, üniversitelilere, memurlara, çalışanlara, işsizlere, hayat görüşünü söylemekten çekinmeyen tüm yurdum insanına,
- çalışanlarını doğrudan veya dolaylı olarak tehditlerle alanlardan uzak tutan şirketlere...
Minnettarım...
- haber yapmaktan çekinmeyen, özellikle 1-3 Haziran tarihlerinde görsel medyadaki en büyük destekçilerimiz Halk TV ve Ulusal TV'ye,
- gençleri yönlendirmeye çalışan aklı selim tüm sanatçılara, yazarlara, gazetecilere, sendikacılara, akademisyenlere, sivil toplum kuruluşlarına,
- partisinin siyasi görüşünü bir kenara koymayı başarıp, kişisel özgürlüklerin savunucusu olmayı beceren tüm siyasilere,
- uyanan, direnen, meydanlarda görüşünü haykırmaktan geri durmayan Türk gençliğine, yaşlısına, engellisine,
- tüm gaza, suya rağmen meydanlarda atılan (provokatif, siyasi, dini olmayan) tüm sloganlara, yükselen Türk bayraklarına,
- sosyal medyada duruşunu, görüşünü göstermekten çekinmeyen tüm arkadaşlara...
DİREN GEZİ PARKI, DİREN ANKARA, DİREN İZMİR, DİREN TÜRKİYEM...
Tüm yazdıklarınıza gönülden katılıyorum.
ReplyDelete